kazdığım şiirlere kendim de düşerdim çoğu zaman.
kendimi dehlizlere hapsolmuş gibi değil, mısralara mahkum olmuş gibi hissederdim, "ve" kullanırdım şiirlerimde. sonra bıraktım onları. çünkü "ve" bağlı olunan birşey varsa kullanılırdı.
ben sigara içiyorum, sen içmiyorsun biliyorum. gelmeni beklemem bu yüzden değil, elimdeki sigara boşluğu seni arıyor. sigarasız eksik ya uzvum, ben de sensiz eksiğim. sırıtıyorum onca insan içinde.
yalnızım demiyorum, kalabalıklar içinde. ben varım. çoğalıyorum kalabalıklarda, kendimi kaybediyorum, sen, bulamıyorum çoğu zaman.
gürültülü bir sokağın başında kaldırımda oturmamı anlamlandıramayan insanlara bön bakıyorum çok zaman. daha çok şiir yazıyor; daha çok soğuk alıyorum kaldırımdan, midemi üşütüyorum.
üstüm açık kaldığından hasta olmuyorum. sadece sigara ciğerlerimi zorluyor o kadar. olmayan sevgiliye o kadar çok satır yazdım ki, kimsesizliğe bağışıklık kazandım.
ben ki yalnızım diyemiyorum, sensizlikten değil, uzaklıktan. yazdığım şiirin ilk mısrasında sen diye başlamıyorum, şiir o zaman seni tanımlamak zorunda oluyor. sana benzetme bulmak zor diyor ya şair, işte öyle. yazamıyorum çok zaman.
önümdeki kağıtta sadece sen yazıyor. belki de dünyanın en güzel şiiri. çünkü herkesin bir "sen" i vardır, özlenen, özleten, acıtan. biliyorum. ışığı kapatıp yatıyorum. yarın yorucu bir gün olacak.
Yorum Gönder